Gezegenden Mektuplar: Kıyılar halkın ama halk kullanamıyor!
Anayasamızın 43. Maddesine göre “kıyılardan yararlanma” hakkımız var. Yasa açık bir şekilde “kıyılar halkındır” diyor ancak yasalara karşın uygulamada özgürce denize giremiyoruz. Farkında olmasak da bir sürü engelle karşılıyoruz, mesela özellikle tatil yerlerinde şezlong ve şemsiye fiyatları, yüksek ücretli harcama limitleri, giriş ücreti isteyen sahil işletmeleri ve daha nicesi…
Dünyanın en popüler adalarından bir olan İspanya’ya bağlı en büyük ada Mayorka’ya gittim geçen haftalarda. Avrupa’da çok popüler olan bu ada her yıl milyonlarca turist çekiyor. Denizi, sahilleri, koyları gerçekten rüya gibi. Tarihler boyu paylaşılamayan bu adada her bütçeye uygun tatil yapmak da mümkün.
ÇOĞU SAHİLDE İŞLETME YOK
Ada küçük küçük birçok şehirden oluşuyor. Milattan önce 5 binli yıllarda bile insanların yaşadığı adanın birçok noktasında muhteşem sahiller ve koylar var ancak toplu ulaşım kullanarak seyahat etmek biraz zor çünkü adanın bir noktasından diğer noktasına ulaşım 2 saati bulabiliyor. Ben de merkeze yakın olmak için Palmanova adlı küçük bir şehirde çok uygun fiyata konakladım. Adada dikkatimi çeken ilk manzara altın gibi kumlarının uçsuz bucaksız görüntüsüydü. Gezdiğim çoğu sahilde işletme yoktu. Olan işletmeler de sahil şeridinin çok gerisinde yer alıyordu.
ÇOĞU PLAJDA ŞEZLONG YOK
Uçsuz bucaksız altın kumlu sahillerde öyle ki koyulan şezlongları bulmak için aramak gerekiyor. Havlunuzu sahilin sıcacık kumlarına ya da ağaçların gölgesine serip denize özgürce girebilirsiniz. Ücret isteyen ya da gelip sizi bir şeyler yiyip içmeniz için rahatsız eden kimse yok. Hatta plajlarda sürekli seyyar şemsiye kiralamak için birileri dolaşıyor. Üstelik duş alanları da var ve ücretsiz. Açılır kapanır sandalyenizi ve şemsiyenizi getirip sıcacık kumlar üzerine yerleştirip güzel manzaranın tadını da çıkarabilirsiniz. Üstelik hiç para harcamadan… Çoğu kişi de yiyecek ve içeceklerini yanında getirmişti. Şezlong ve şemsiye kiralayıp bir şeyler yiyip içebileceğiniz mekanlar da vardı ancak bu bir tercih meselesiydi. Yani sahilde keyif yapıp denize girmek için karış karış alan aramanıza gerek yoktu. Ben de ağaçların altına havlumu serip yanımda getirdiğim atıştırmalıklarla zaman geçirdim ve özgürce denize girebildim.
KIYILAR KİMİN?
Bu gezi sırasında Anayasamız aklıma geldi. İlgili maddede aynen şu ifadeler kullanılıyor: “Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.”
Aslında kanun çok açık. Bizim kıyılardan eşit ve özgürce yararlanma hakkımız var.
DENİZE GİRME ÇABAMIZ
Anayasamızı aklımın bir köşesinde tutarak Mayorka’dan yaklaşık bir ay sonra Türkiye’nin popüler tatil yeri Bodrum’a gittim. Denize girmek için birkaç sahil dolaştım.
İlk önce gittiğim Ortakent, Yahşi sahilinde plajı boylu boyunca gezdim. Sıra sıra sahile bitişik yer alan işletmelerin ön kısmında şezlong ve şemsiyeleri yer alıyor. Her işletmenin kendisine ait bir sürü şezlongu var. Tek tek konuştuğum işletmelerden aldığım yanıtlara göre şezlong ve şemsiye kiralamadan ücret almıyorlar ama bir harcama limitleri var. Girdiğim mekanların çoğu harcama limiti olduğunu söyledi. Mekandan mekana bu fiyatlar kişi başı 500 ile 1500 TL arası değişiyor. Bu alanlarda “Ben havlumu serip sadece güneşleneceğim ve denize gireceğim” derseniz başarılar çünkü sahilde havlunuzu serip denize girmeniz için sıra sıra dizilen şezlongların arasında düşmeden yer aramanız gerekiyor. Tabii garsonlar ya da görevliler de bir şeyler yiyip içmeniz için gelip sizi rahatsız edebilir. Bunu da göze alıyorsunuz. Bu mücadelenin sonunda da haftasonu kalabalık bir günde yer bulmanız imkansıza yakın olabilir.
HARCAMA LİMİTİ KİŞİ BAŞI 1500 TL
Yahşi’den sonra yine Bodrum’da yer alan Küçükbük sahiline gittim. Burada da manzara çok benzerdi. Sahil şeridi boyunca işletmelerin sıra sıra şezlongları dizilmiş ve alanları bölünmüştü. Hangi mekana girsem harcama limiti karşıma çıktı. Hatta bir mekanda bir garson “Fiyatlarımızı ucuz tuttuk. Kişi başı şezlong kullanımı dahil harcama limitimiz 1500 TL. E zaten bir şey yeseniz 550, 600 lira tutuyor” dedi. Bir mekanda da harcama limiti yoktu ancak bir garson “Harcama limitimiz yok. Ne yiyip içerseniz onu ödüyorsunuz” deyince sadece bir şeyler içmek istediğimi söyledim. Bunun üzerine garson “Yani olur ama bir şeyler yemeniz için uyarıyoruz. Açıkçası biraz rahatsız ediyoruz” demesi ilgimi çekti.
PARANIZ DA GEÇMİYOR
Tabii bir de Küçükbük sahili gibi birçok sahilde kooperatif alanları var. Deniz kenarındaki bu alanlara girerken mutlaka bir uyarı tabelasıyla karşılaşıyorsunuz. Şezlong ve şemsiye kullanımı da sadece üyelere ait. Eşyalarınızı koymak isteyince gelip kooperatif işletmesinden uyarıyorlar. Burada artık paranız da geçmiyor. Para verip bir şeyler yiyip içmek isteseniz de bu alanda şezlongları kullanamıyorsunuz. Hatta şezlonglar boş duruyor, sizden sadece denize girip duşu bile kullanmadan alandan çıkmanızı isteyebiliyorlar.
ÜCRETSİZ PLAJ KULLANIMI RÜYA GİBİ
Küçükbük’te özgürce kullanabildiğiniz tek alan Bodrum Belediyesi Halk Plajı. Buradaki şezlongları da harcama zorunluluğu olmadan kullanabiliyorsunuz ancak tabii ki büyük resme baktığımızda burası sahilin küçük bir kısmı çünkü bu sahilde yer alan iskele üzerindeki şezlonglar da bir mekana ait ve bir şeyler yiyip içmeniz bekleniyor.
Bodrum’un denizi ve havası da gerçekten çok güzel, bu ülkenin vatandaşları olarak denize ücretsiz ve özgürce girebilmek rüya olmamalı. Yasalarımıza göre de “kıyılar halkın” da halkın olmasına ancak tek sıkıntımız kıyıları kullanamamak ve denize özgürce girememek.